İşçi Kadın Meclisleri yapmış oldukları açıklamada geçtiğimiz Ağustos ayında Manisa Vestel fabrikasında yaklaşık 1000 pozitif vaka olduğunu ve 7 işçinin de hayatını kaybettiğini işçiler tarafından duyurulduğunu hatırlattı. Koronavirüs önlemleri olmadan çalıştırılan işçilerin eyleminin ardından, Vestel yönetimi açıklama yaparak önlemlerin arttırıldığını açıkladı. Ancak açıklamanın ardından konuyu gündeme getiren işçiler işten atıldığı belirtildi. Açıklamada şöyle denildi:
“Bu süreçte işten atılan üyemiz için mahkemede şahitlik yapan bir diğer üyemiz ise geçtiğimiz günlerde işten atıldı. Vestel’in tutarsızlığı da hakkını arayan işçileri susturma çabası da işte ortada. Vestel yönetimi bunlar yetmez gibi işten attığı üyelerimizi sorguya çekme cesaretini kendinde buluyor. Onlara “İşçi Kadın Meclisleri üyesi misin?” diye soruyor. Buradan yanıtlayalım: Evet, hepimiz üyeyiz. Daha çok kadın, İşçi Kadın Meclisleri’ne katılacak. Hiçbir işçi kadın, asla yalnız yürümeyecek.”
“Vestel işten atmaya son verecek. Arkadaşlarımızı derhal işe iade edecek” denilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Koronavirüs koşullarında önlem almadan işçilerin çalıştırılmasına itiraz eden üyelerimiz sonuna kadar haklıdır. Haksız olan işçileri türlü bahanelerle işten atan Vestel yönetimidir. Vestel yönetimi, salgında yaşam hakkını arayan işçilerle uğraşmayı bırakarak salgına karşı önlemlerini almalıdır.
Salgın günlerinde kadın işçilerin işyerlerinde yaşadığı sorunlar da kadınların eşitlik mücadelesinin bir parçasıdır. Salgında tüm işçilerin ölümle burun buruna yaşadığını görüyoruz. Patronlar işçilere, ya ücretsiz izin ile sefalet ya da önlemsiz çalışma diyorlar. Öte yandan daha çok işi, daha az işçiye yaptırmak için ücretsiz izni fırsat olarak kullanıyorlar. İlk önce kadınları işten çıkarmak için hazırda beklediklerini de biliyoruz. Bu yüzden eşitlik mücadelesi, emeğimize sahip çıkmanın da mücadelesidir. Ayrı görmüyoruz. Bu haksızlığın karşısında; hakkını arayan, sorunları dile getiren kadın işçileri asla yalnız bırakmıyoruz.
Görüyoruz ki üyelerimiz önlem alınmadığını gündeme getirmeselerdi; ağustos ayında 7 olan işçi ölümü, çok daha yüksek rakamlara ulaşacaktı. Ancak Vestel’in üstünü örtmek istediği gerçekler ortaya çıktı. Yönetim önlem almak zorunda kaldı. Önlemler Vestel’in işçilere jesti değildi. Yerine getirmediği sorumluluğuydu. Patronlar, bu koşullarda ölümden kaçınmamıza bile izin vermiyorsa, bunun karşısında mücadele etmek hepimizin görevi. Mücadele edeceğiz.”
Boykot çağrısının yapıldığı açıklamada, “Tüm kamuoyunu Vestel ve Zorlu ürünlerini boykot etmeye çağırıyoruz” denildi ve şöyle devam edildi:
“Vestel yönetimi ve sahibi Zorlu Holding; İstanbul Sözleşmesi tartışmalarında ve 8 Mart’larda kadın istihdamından dem vuruyordu. Anlatılan ve uygulanan arasındaki bu ikiyüzlülüğü herkes görmelidir.
Kadınları hak aradıkları için işten atanlar İstanbul Sözleşmesi’nin tam karşısındadır. Kadınları salgında işten atanlar, kadınların güç kaybetmesine bizzat sebep olanlardır. Kadınların çalışma yaşamından koparanlar, hakkını aradığında bastırmak isteyenler kadınların yanında olamaz.
Biz sahte açıklamaların değil işçinin tarafındayız. İşçi Kadın Meclisleri olarak üyelerimiz hakkını alana kadar Vestel’in yakasındayız.
- Atılan işçiler işe geri alınacak.
- Vestel gasp ettiği hakları işçilere geri verecek.
- İşçiler Covid-19’dan korunacak.
Bu üç hedefe ulaşana kadar tüm kamuoyunu Vestel ve Zorlu ürünlerini boykot etmeye davet ediyoruz.”